HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI VE İNTİFADAN MEN KOŞULU

Ecrimisil alacağı adıyla da bilinen haksız işgal tazminatı, malik olmayan kötüniyetli zilyedin haksız olarak el koyduğu taşınır veya taşınmaz malın alıkonulmuş olması nedeniyle malike verilen zarar ve elde ettiği veya edilebilecek yararların karşılığında ödenen tazminattır.

Haksız işgal tazminatının miktarı ise en azı kira geliri en fazlası ise tam gelir yoksunluğudur. Somut olayın özelliğine göre teknik inceleme yapılması suretiyle bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/22244 E. 2013/4979 K. ve 25.03.2013 tarihli kararında haksız işgal tazminatını ve tazminat miktarını nasıl hesaplanması gerektiği şu şekilde ifade edilmiştir:

Ecrimisil, TMK.nun 995. maddesine göre taşınmaz (veya taşınır) üzerinde zilyetliği bulunmayan malik (davacı) tarafından, taşınmaza (nesneye) bir hakka dayanmadan veya malike karşı ileri sürülebilir bir hakka dayanmadan zilyet olan kimseye (davalıya) karşı yöneltilebilen bir talep ve dava türüdür. Başka bir ifade ile eğer davacı, haksız veya kendisine karşı ileri sürülebilir bir hakka sahip olmayan halihazır zilyetten (davalıdan) şeyin iadesini talep edebiliyorsa (TMK.mad. 718/1;683), doğal olarak bu iade talebine ecrimisil ( haksız işgal tazminatı ) istem ve davası eşlik edecektir ( Karş. Burak Özen: Haksız Zilyedlikte İade, “doktora tezi” İst.2003, sh.79, 85 ).

Yürürlükte bulunan Türk Medeni Yasasının “elbirliği mülkiyetine” ilişkin olan (701-702 ) maddeleri ile kötüniyetli zilyedin sorumluluğuna ilişkin 995.maddeleri sadece taşınmaz mallar için düzenlenmiş değildir. Aksine “mal, şey” gibi taşınır ve taşınmaz mülkiyetini birlikte kapsayacak ifadeler kullanılmıştır.

Açıklanan nedenlerle mahkemenin demirbaş olduğu ispatlanamayan dava konusu tanker ve araç yıkama makinesi yönünden ecrimisile hükmedilmesi yerindedir.

Ancak, ecrimisil, iyi niyetli zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur.

HUMK.nun 275 ve devamı, 6100 sayılı Yasanın 266.maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi, raporunu hazırlarken dayanaklarını göstermek zorundadır. Bu şekilde hazırlanmış rapor hüküm kurmaya yeterli olup, denetimi mümkündür.

Yine, davalı cevap dilekçesinde lokantaya ilişkin kira paralarının şirketin tasfiyesi nedeniyle kayyım tarafından tahsil edildiği hususu bildirilmekte olup mahkemece, bu yönde de bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.

Somut olayda bilirkişi raporu; emsal değerlendirmesi yapılmadan hesaplamanın hangi yıllar için neye göre, hangi bedeller üzerinden belirlendiği açıklanmadan sadece ilk yıl aylık kira getirisinden sözedilip bedel belirtilmek ve gelecek yıllar da endeks oranında artırılmak suretiyle tanzim edilmiştir.

İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın (veya taşınırın) dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası (emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri) (taşınırın niteliği) de nazara alınarak rayice göre belirlenir, sonraki dönemlerde ise ilk dönem için belirlenen miktar ÜFE artış oranının tamamı yansıtılarak belirlenecek miktardan az olmamak üzere bulunacak miktarın (ecrimisilin) hüküm altına alınması gerekir.

Mahkemece, belirtilen hususlar dikkate alınmadan tanzim edilen yetersiz bilirkişi raporu esas alınıp, hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.

İntifadan men koşulu ise haksız işgal tazminatının talep edilebilmesi için bazı durumlarda şarttır. Talep konusu paylı veya elbirliği mülkiyete tabi ise intifadan men koşulu aranmaktadır. İntifadan men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden haksız işgal tazminatı talep etmesi mümkün değildir. İntifadan men koşulu ise talep eden paydaşın uyuşmazlık konusundan veya onun gelirinden yararlanmak istediğini, işgalci paydaşa bildirmesi halinde yerine getirilmiş olur. İntifadan men koşulunun yerine getirildiği iddiası hukuka uygun her türlü delille ispatlanabileceği gibi uygulamada ispat kolaylığı açısından genellikle noter vasıtasıyla yerine getirilmektedir. Yargısal uygulamaları ile de intifadan men koşulunun yerine getirilmesinin şart olmadığı yani istisnaları da oluşmuştur. Bu istisnalar Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/2397 E. 2021/5617 K. ve 29.06.2021 tarihli ilamında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere şu şekildedir:

  1. Davaya konu taşınmazın kamu malı olması,
  2. Ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması,
  3. Paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi,
  4. Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması,
  5. Davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması,
  6. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması halidir.

Yukarıda belirtilen altı durumda intifadan men koşulu aranmadan haksız işgal tazminatı talep etmek mümkündür.

Scroll to Top